10/16/09

çürük

geç otur karşıma
sana uzun uzun anlatacağım..

bak bu ekmeğin üstündeki yeşil pamuğu görüyor musun
küf bu..
bu dilimi ihmal ettim uzun süre
dönüp bakmadım yüzüne
küf, yerleşti benim yerime
minicik canlıların milyon tanesi sahiplendi onu
zararlı mı
antibiyotiktir derler
bilemem..
ama ben artık bu ekmeği yiyemem.

bak bu domatesin de rengi değişmiş, yumuşamış..
ilk geldiğinde canlı kıpkırmızı diri bir domatesti
o zaman da belliydi narin olduğu
unutulmaya gelmeyeceği
ama unuttum..
onu yemek yerine bir sigara içtim,
onu da başka minik canlılara elimle teslim ettim..
çürüdü.
kötü mü
Bilmem, bilemem..
ama ben artık bu domatesi yiyemem

bak bu da başka canlılara teslim edilmiş zamanında
ama özen gösterilmiş
sabırla sevgiyle gözlenmiş
ilgi eksik edilmemiş
rengi, kokusu, tadı hep bilinmiş..
meyveymiş bir zamanlar
üzüm.
şimdi şarap diyoruz ona
iyi mi
bilemem, içerim..
ama ben bu şarapla geçmişi silerim..



11 Ekim 2009

No comments: