10/16/09

kolay

Ölmek kolay mı sanıyorsun arkadaşım.

Hiç kolay değil. Önce kendini öldürmelisin içinde. Öyle bir öldürmelisin ki yaşama sevinci bir daha dirilmesin. Sonra sıra bedeninde.

Önce kendine bir yöntem seçmelisin. Hiç bir şey hissetmek istemiyorsan ve de varsa imkanın, silah en iyisidir -bence.
Sesi güzel gelir kulağa -bir defa.
Ama acı çekmekse amacın -ruhunun çektiği acıyı bedenine de tattırmak istersen, ilmeği bir güzel yağla bakalım.
Adrenalin eşittir ölümse, 52 kat yeter sana. Veya gök maviden su maviye kısa bir uçuş -manzaraya da doyum olmaz.

Fakat tatmak istiyorsan gerçek ölümü, zevkini çıkara çıkara, hap almalısın -bence. Yaşarsın normal, biraz daha, biraz hasta, bekleyerek ölümün geleceği zamanı.
Çık dışarı, dolaş, günlük işlerini aksatma, okula git, işe git. ANSIZIN GELECEKTİR ÖLÜM. Bil bunu, yaşa tadını, gör zavallıları, zavallılığını.
Hele bir de 10-12 saat geçtiyse üzerinden, geri dönüşü yoktur. O anda söylesen bile -çoktan öldüğünü- tek yapacakları beklemek, dua etmek. Seyret onları.
Kendin hazırla cenaze törenini.
Gül, ağla -hayatı DOYA DOYA yaşa. Hap temizdir. Otopsi raporun temiz olur, cesedin kansız, ölümün zevkli.
Zaten her türlü adli vakasın, boşver, işkence yapılamaz ya cesede.

Kolay değil arkadaşım ölmek. Ama karar verirsen eğer, beni mutlaka ara.

Ölürken ölme..

17 Haziran 2000

No comments: